Çoklu zekâ kuramına duyulan ilgi ilk defa Amerika’da ortaya çıkmıştır. Fikirler kısa sürede Güney Avrupa, Avustralya, Filipinler, Kore, İskandinavya ve Çin’de uygulama alanı bulmuştur. Gardner (2012) kuramın fikirlerinin pek çok şekilde anlaşılması ve rağbet görmesini anlatmak üzere eserlerinde ve konferanslarında şu örneğe yer vermiştir:
“Tek bir örnek olarak Çin’den bahsetmeme izin verin. 1980’lerin sonunda pek çok kez Çin’i ziyaret etmiş olmama, hatta oradaki deneyimlerim hakkında kitap yazmış olmama rağmen çoklu zeka fikirlerine Çin’de gösterilen yoğun ilgiye hazırlıksızdım. 2004 yılında çoklu zekâ üzerine yapılan bir konferansta 2500 makale yayınlandı ve ben Çincede çoklu zekâ türleri üzerine yazılmış en azından yüz kitap olduğunu öğrendim. Doğal olarak sebeplerini anlamak için merak duydum. Şangay’da tanıştığım bir gazeteciden harika bir cevap aldım. Amerika’da insanlar çoklu zekâ fikirlerini duyduğunda kendi çocuklarını düşünürler. Kızım matematikte ya da müzikte yetenekli olmayabilir; ama mükemmel bir insan ilişkileri zekâsı var derler. Çin’de ise bu sekiz alan tam da tüm çocuklarımızın başarı göstermesini istediğimiz alanlardır derler. Altı yıl sonra Çin’e döndüğümde, çok sayıda okulun, özellikle de küçük çocuklar için olan okulların, çoklu zeka fikirlerini temel aldıklarını iddia ettiğini öğrendim.”
Campbell (1999)’e göre çoklu zekâ kuramı sınıf uygulamaları konusunda pek çok çalışma yapılmasına rağmen, en doğrusunun hangisi olduğunu söylemek zordur. Kuramın uygulanış biçimi toplumların özelliklerine ve hedeflerine göre değişkenlik göstermektedir. Bazı eğitimciler anaokulundan itibaren güçlü ve baskın zekâ alanlarını belirlemeyi savunurken, bir kısmı da çoklu zekâ alanlarını öğretimsel süreçte kullanmayı savunurlar.
Fen bilimleri eğitimi karmaşık ve soyut kavramlardan oluşur. Ezbercilikten uzak, bilgiyi anlamlandırma yoluyla sağlanan fen eğitimi toplum olarak ihtiyaç duyduğumuz bir eksikliktir. Bu eksikliği aşmanın yolu yeniliklere açık bir eğitimci olmaktan geçer. Bu anlamda çalışmanın önemi; fen bilimleri eğitimi veren öğretmenlere ülkemizde yapılabilecek sınıf uygulamalarından bir kesit sunmaktır. Çalışma çoklu zekâ kuramının 8.sınıf öğrencilerine uygulanabilirliğini göstermesi açısından bir örnek olacaktır. Çoklu zekâ kuramı temel alınarak hazırlanacak eğitim öğretim programlarına katkı sağlayabileceği düşünülmektedir.