Thurnstone zihinsel etkinliği gerekli kılan işlerin gruplandırılabileceğini savunur. Her bir gruptaki zihin gücüne ise temel faktör ya da yetenek adını vermiştir. Thurnstone on iki faktör bulmuştur; fakat bunlardan yedi tanesini adlandırmıştır.
Sözel yetenek, sözcük akıcılığı, sayısal yetenek, uzaysal yetenek, bellek, algısal hız, akıl yürütmedir.
Tüm bireylerin düşünme, hissetme, hareket sistemleri birbirleriyle iletişim halindedir ve bir bütünlük içinde çalışmaktadır. Farklılık gösteren ise bu sistemlerin kapasiteleridir. Bu farkın sebebi olarak iki neden gösterilebilir. Kalıtsal donanım ve çevresel koşullar (Ülgen, 1997).
On dokuzuncu yüzyıla kadar zekâ daha çok fiziksel anlamda ölçülmeye çalışılıyordu. Yirminci yüzyılda ise zekânın potansiyelini ölçebilecek kuramlar geliştirilmeye başlandı. On dokuzuncu yüzyılın gelmesi ile zekâ ve zihinsel işlemler hakkında daha iddialı bilgilerin ortaya atılmasının dayanak noktası, yapılan deneysel çalışmalardır. Yapılan klinik çalışmalar neticesinde birçok kuram ortaya çıkmış ve bazıları akademik camia tarafından çok tartışılmıştır. Bazı çevreler insanları ırklarına göre zekâ sınıflarına ayırırken, bazıları zekânın hem çevresel hem kalıtsal olduğunu savunmuştur. Bazılarına göre insan zekâsı değişmeyen bir nicelik olarak kabul edilirken, bir kısım çevreler yaşantıya ve yaşa bağlı olarak zekânın gelişebileceğini savunmuştur. Tüm bu farklı varsayımların olması ve zekânın işleyişinin çok tartışılmasının sebebi şüphesiz ki kavramın yeterince karmaşık olmasından kaynaklanmaktadır.1980’li yıllara kadar tartışılan bu kuramlardan daha farklı bir sonuca ulaşılamamıştır. 1980’li yıllarda ise Gardner tarafından çıktığı ilk andan itibaren özellikle eğitim alanında çok ses getiren bir kuram ortaya atılmıştır.