IQ Zeka Testi

IQ Zekâ Testi

20.yüzyılın başlarında sanat ve bilimdeki gelişmeler refah düzeyini artırmıştır. Bu dönemde insanlar genelde yaşadıkları eyaletten başkente göç etmeye başlamışlardır. Okul çağındaki çocuklarda birtakım sorunlar yaşanmaya başlanmıştır.

1904 yılında dönemin Fransız Eğitim Bakanı başarısız olma ihtimali yüksek olan ve normal olan çocukları tespit etmeye yarayan bir test geliştirilmesini istemiştir (Kuzgun, 2004). Bunun üzerine Fransız bilim adamı Alfred Binet ve öğrencisi Theodore Simon ilk zekâ testini geliştirmişlerdir.30 soruluk testin içerisinde eksik olan cümleleri tamamlama, resmi verilen objelerin ne olduğunu bilme vb. gibi işlemler vardır. Çocukların yaş grubu arttıkça soruların zorluk derecesi de artmaktadır. Standford-Binet olarak anılan zekâ testine göre insanlar iki sınıfa ayrılmaktadır. Bu test IQ’su 100’ün üstünde olanların ileri zekâ, altında olanların ise geri zekâ olduğunu göstermektedir.

Testin ilk geliştirildiği zamanlarda toplumda ve akademik camiada çok büyük bir heyecan oluşmuştur. Öyle ki okul, ordu, sanayi alanındaki istihdamlarda sıklıkla kullanılmaya başlanmıştır. Zekâ testleri çok tartışılmış, çok eleştiri almıştır. Özgüven’e göre başlangıçta; zekâ testlerinin birçok zihin işlevini test edecek düzeyde geliştirildiği düşünülmekteydi. Fakat daha sonra zekâ testlerinin daha çok “dil” ve “sayı” ile ilgili faktörleri ölçtüğü anlaşılmıştır. Bu faktörler ise genel zekâ tanımına göre sınırlı kalmıştır. Bu sebeple 1920’lerden sonra “Akademik Yetenek Testi” diye anılmaya başlanmıştır.

Beyni Güçlendirmek için Düzenli Egzersiz Şart! adlı makale için tıklayınız.

Yüksek puan alan öğrencilerin başarılı, düşük puan alan öğrencilerin başarısız olarak adlandırılmaları bir yanılgı meydana getirmiştir (Kuru, 2001). Zekâ ve başarı birbirinden farklı kavramlar olduğundan bireylerin bu şekilde etiketlenmesi testlerle ilgili tartışılan konulardan bir tanesiydi. Zekâ testleri ile ilgili eleştirilen bir diğer nokta da kültürler arası ayrımcılık yaptığına dairdi. Her ırkın bir zekâ kapasitesi olduğu düşünülüyor; A ırkının zekâsı şudur, B ırkının zekâsı da budur gibi tanımlamalar yapılıyordu. Ayrıca zekânın doğuştan getirildiğine inanılıyor ve eğitimle değişeceğine inanılmıyordu. Günümüzde birçok eğitimci tarafından zekâ testlerindeki klasik anlayış reddedilmektedir. Zekâ gelişiminde kalıtım kadar çevre ve eğitimin de etkili olduğu görüşü benimsenmektedir.