LGS adıyla bilinen liselere geçiş sınavı, 2018'den günümüze kadar her sene 8. sınıf öğrencilerinin girdiği yüzdelik dilimlerle ve 500 üzerinden puanlarla liselere alım sistemidir. Bende bu deneyimi yaşamış biri olarak söyleyebilirim ki pek kolay bir sınav sayılmaz. Yeni nesil sorular diye adlandırdığımız uzun ve yoruma dayalı sorular içermektedir. Bu soruların emeği veya zekayı ölçtüğünü düşünmüyorum. Peki bu sınav neyi ölçüyor? Şahsi düşünceme göre bu sınav şansı ölçüyor.
Başlarda da söylediğim gibi benim bunu bir kez deneyimleme şansım oldu. Ve evet ben 2021 LGS'ye girdim. Girdiğim sınavdan önce yaklaşık 9 ay gibi bir süre 8. sınıf konularına çalıştım. Sayamayacağım kadar soru tarzı gördüm. Ve tabi önceki 3 yılın LGS'sini çözmeyi de ihmal etmedim. Çünkü önüme çıkabilecek sorulara en yakın sorular bunlar ve MEB'in aydan aya hatta konu başına yayınladığı sorulardır diye düşündüm. Senenin ortalarına geldiğimizde aslında LGS'nin abartılacak kadar zor olmadığını düşünmüştüm. Hatta bunu sık sık dile getirirdim . Tabi ki şunu da eklerdim: “gözümüzü korkutmuşlar”. Yine sayamayacağım kadar denemeye girdim. Geçmiş LGS'leri çözdükçe girdiğimiz denemelerin çok daha zor olduğunu da anladım. Açıkçası bu konu beni rahatlatıyordu. Çünkü hazırlıklı olduğumu düşünüyordum. Aynı zamanda girdiğim bu yıl korona salgını da vardı. Bu nedenle çoğu devlet okuluna giden öğrenciler toplasan 3 ay okula gidemedi. Buna karşılık Milli Eğitim Bakanı tekrar tekrar sınavın önceki senelere göre çok daha kolay ve kısa olacağını bildirdi. Geçen seneki yani 2020 LGS'de öğrenciler 1. dönem konularından sorumlu tutulduğu için, dönemim öğrencileri ve ben sürekli konu daraltılması bekledik. Lakin tek konu daraltılmamız türkçe dil bilgisi sorularının kaldırılması oldu. Açıkçası bu ben ve sınıf arkadaşlarıma çok büyük bir dezavantajdı. Çünkü biz bir dönemden fazla dilbilgisine yoğunlaşmıştık. Ve en çok soru kaçırılan yer olduğu için bizim bu açıdan rakip elememiz kolay olacaktı. Ama avantajlı bir kısmı da vardı. O kısım da bizim de bazen dil bilgisinden soru kaçırıyor olmamızdı. Bu yüzden bu olay da bizi sınavın daha kolay olacağını düşünmeye itti. Sınavın nasıl olduğundan hemen önce şunu da belirtmek isterim ki matematiğin son konusu müfredatta haziran başında işlenmeli olarak ayarlanmış ve sınav tarihi 6 Haziran'dı. Buna karşılık Milli Eğitim Bakanı bir açıklamada daha bulundu 'Bunun hakkında konuşacağız.' dedi. Ama sınav gününe kadar bunun hakkında hiç bir bilgi verilmedi.
Ve geldik sınava… Sınavın 1. oturumuna yani sözel bölüm. Sözel bölümden çıktığımda gerçekten sınavın çok daha kolay ve kısa olduğunu gördüm. Buna karşılık sayısal bölümünde kısa sorulardan oluşacağını sandım. Sınava girdiğimde fenim gerçekten iyi geçmişti. Hala soruların kolay olacağına inancım tamdı. Matematiğe geçtiğimde ise ellerim titremeye başladı. Gittikçe boş sayım artıyor, sürem azalıyordu ama elimden bir şey gelmiyordu. Bu arada sınav bitmişti zaten . Çıktığımda bir tane gülen surat yoktu etrafımda. Bunu tek yaşayanın ben olmadığımı farkettim ve hafif de olsa rahatladım. Ama bu sınavımın iyi olduğunu göstermezdi. Gerçekten sınavım çok kötü geçmişti.
Sınavın zor olması tüm Türkiye için aynı durum. Herkesin umudu yüzdeliklerin yüksek gelmesinde. Kesinlikle adil bir sınav olduğunu düşünmüyorum. Bunun sebebi çalışan ile çalışmayanın aynı duruma düşmesi. Çoğu arkadaşım çalıştığına pişman, ben dahil! Aslında önceki senelerden bahsetmemin sebebi ise geçen seneyi örnek verecek olursak yaklaşık bir dönem okula gitmediler ve konuların yarısından sorumlulardı. Üstüne üstlük sınavları oldukça basitti. Malesef ne yaparsak yapalım bu haksızlığın geri dönmeyeceğini bildiğimiz için bu konuya ben ve yaşıtlarım pek ses çıkaramadı. Sesimizin bu eğitim sisteminde uzun bir süre daha çıkmayacağını biliyoruz.
Şimal Ö.
(8. Sınıf Öğrencisi)